14 Kasım 2015 Cumartesi

EDEBİYATIMIZDA TONLARCA ERKEK ŞAİR VARKEN,SİZCE NEDEN KADIN ŞAİRLER BU KADAR AZ?



Merak edilen tartışmalar arasında hep bu konu başta gelir.Çoğu erkeğin şöyle dediğini duyarsınız:Kadınlar sevmeyi bilmiyor,kadınlar duygularını derin değil,anlık yaşıyor.Kadın şairler bir elin parmak sayısını geçmez.                                 Hepimiz insanızdır:hissederiz,üzülürüz,nefret eder,acır,tiksinir,heyecanlanır,korkar,merhamet duyar,aşık oluruz.
Bunları hissetmeyen bir insan düşünebilir misiniz??
Farklılık duyguları dışa vurum tarzında başlıyor.Kadın üzülünce ne yapar?Ağlar. Erkekler ise dişini sıkar.
Kadın aşık olunca ne yapar? Makyaj yapar,alışveriş yapar.Erkek ne yapar?Kadını tavlamak için dil döker.
Çoğu erkekler ağlamaz. (AĞLAMANIN CİNSİYETİ OLMAZ!!) Bir kadın her duyguyu bahane edip ağlayabilir,sinirlenince,üzülünce,korkunca,anne olunca ağlar.PEKİ ERKEKTE BU HİSLERİ HİSSEDEBİLDİĞİNE GÖRE O NE YAPABİLİR?? Bu hislerin dışa vurumu olması gerekir.Erkekler en yakınına bile anlatamazlar.Kendilerini ve duygularını ifade etmekte güçlük çekerler.Bayanlar duygularını davranış hal ve hareketleriyle belli edebilirler.Erkekler zorlandıkları için bu yüzden şiir yolunu tercih ederler.Eski dönemlere baktığımızda;Divan Edebiyatı,Aşık Edebiyatı,Halk Edebiyatı,Tasavvuf Edebiyatı,Milli Edebiyat dönemlerine baktığımız zaman karşımıza çıkan bütün şairler erkektir.Cumhuriyet Edebiyatı bu grubun dışında olsa bile orda bile bir avuç kadın şair görürüz..Kadınların şiire yönelmemesinde en büyük neden ise şudur:
Tarih boyunca erkek egemen bir toplum olduk.Her ne kadar şuan bile demokratik kadın haklarına saygılı olmaya çalışsakta toplumumuzdaki kadın cinayetlerine ve pozitif ayrımcılığa bakarak durumumuzu anlayabiliriz.Yakın bir geçmişe kadar kadınlar şiir yazmayı bırak,dışarı bile çıkamıyorlardı.Doğal olarak ne edebiyat ne de başka bir şeylerin eğitimini alamadıkları için bu tarz olaylara katılamıyorlardı.Bizim toplumuzda kadın dediğin evlenir,çocuk yapar,çocuğuna bakar,sosyal yaşamdan özellikle de iş hayatından uzaktır!! Maalasef bu düşünceye sahip çoğu insan var..Böyle düşünenlerin arasından kadın şairlerin isim yapmasını beklemek olanaksızlaşıyor.
HER ŞEY HİSSETMEKLE BİTMİYOR.Bu nedenle çok az sayıda kadın şair vardır.Ayrıca şöyle bir durum var:Bir şair olarak kadın her istediğini anlatamazdı.Bunda toplum baskısı önemli rol oynamıştır.Bu yüzden şiir yazan kadınların şiirleri hep hatıra defterinde gül yaprakları arasında kalarak eskimiştir.Ayrıca kadınlardan erkek mahlası altında şiir yazanlarda olmuştur.Toplum böyle olmasaydı belki bu gün Cemal süreya,Yahya Kemal Beyatlı gibi edebiyatta yer edinmiş insanların yanında nostaljik kadın isimlerindende bahsedebilirdik.Son zamanlarda Elif Şafak,Canan Tan gibi isimler sayesinde kadınların edebiyatta neler yapabileceğini gördük.Gelecekte daha çok edebiyatçı kadın şair,yazar göreceğiz.. Bu şiirim kadınlar iki kelimeyi bir araya getiremez,hissiz varlıklardır diyenlere gelsin...:)






                        GİTGELLER
Mesafeleri anlamlandıramıyorum.
Büyütüyorum gözümde 
Saçma biliyorum
Gözlerinin içine bu denli niye bakıyorum ki?
Gitgellerr..
Bağlanıyorum gün geçtikçe
Sonuçlandıramıyorum,içimdeki fırtınayı
Gülüşündeki derinliği gördüm bir kere
Aynı gökyüzüne bakıyoruz dimi?
Gitgellerr..
Bir bataklığın kenarında açan çiçeği düşün.
Seninleyken öyleyim işte 
Engin sularda susuz kalırken ben 
Barındığın o kalplerde huzurlu musun?
Gitgellerr..
Ne zorlar dimi?


NOT:Aşık falan değilim :))








                                                               



                          Saygılar,Feyza Gümüş






                   

28 Ekim 2015 Çarşamba

SİZCE GAMZELİ OLMAK GÜZELLİK MİDİR? YOKSA KUSUR MU?

Soğuk bir günden herkese merhaba!
Çok eski lise yıllarımdan bir arkadaşım "Feyza gamzelerin çok güzel,gamzeliysen hayata bir adım önde başlarsın demişti.(muamma olan bir konu daha :))
Birçok arkadaşımdan gamzelerim hakkında övgü dolu sözler alıyorum.Yemek yerken,konuşurken ve özellikle gülerken bariz belli oluyorlar.Bu hayatta en sevdiğim şeylerden biri gamzelere sahip olmamdır.
Bazı toplumlarda yanaklarda gamze olması şansın göstergesi,meleklerin dokunuşu olarak kabul edilir.
Bu işin birde bilimsel olarak açıklamasına bakmak gerekir.GAMZE,VÜCUTTA KISALMIŞ KASLARA VERİLİR.Bunu biliyor muydunuz? Gamzenin oluşmasında genetik faktörlerin etkisi büyüktür.Bu kusur kalıtım yoluyla tek bir genden geçermiş.Yani nesilden nesile geçebilir.Gamze ayrıca sadece yanaklarda değil.Çenede ve kalçanın hemen üstündede olabilir.
Her ne kadar bilimsel olarak kusur sayılsada gamzenin insanın gülüşüne güzellik ve tatlılık kattığı yadsınamaz.
Gamze bir sürü söze,besteye ve müziğe konu olmuştur.
Kemal Sunal'ın şu sözü çok tatlı :)

25 Ekim 2015 Pazar

İNANÇ,İNANMA DUYGUSU


İnanç,ardında derin manaların yattığı bir okyanustur.İnancınız varsa bir adım öndesinizdir.Basit bir olumsuzlukta yıkılmazsınız hemen.Ruhunuzu boğan anlamsız düşünceleri geride bırakırsınız..
Bazen inanç,inanma duygusu sizin içinizi ferahlatır.Çünkü biliyorsunuzdur:"Bu işi başaracaksınızdır."
İnanmanın doğrudan doğruya umut etmekle ilişkisi barizdir.Umut ederiz.Çünkü inanırız.
İnanırız;arkadaşa,dosta,sevgiliye,bizi yaratan yüce Allah'a..
Kimi insanlar inanmaktan korkar.Ya bu inandığım şey gerçek değilse? Ya güvendiğim dağlara kar yağarsa?
Arkadaşım hayat böyle devam etmez.Bu aynen şöyledir;sanki çok güneşli bir odadasınızdır.Ama gözünüze perde inmiştir.
Ben bu hayatta hep bir şeyleri başarmak için umut etmişimdir.Başarısızlıklarım çok oldu.Ama asla kendimi gerçekleştirme hayalimden vazgeçmedim..
Neden mi? Çünkü inanıyorum.Güzel bir geleceğim,her gün paylaştıkça çoğalan gülümseyişlerim,gözlerine baktığım zaman onda kendimi bulacağım bir insan olacak.
Hayata küsmeyin.Hayat küsülecek kadar uzun değil..



                                                        Saygılar,Feyza Gümüş

18 Ekim 2015 Pazar

YENİ YAZIMDA; ÇÖP ATMAYI KOLAYLAŞTIRAN İKİ TANE PROJEMİ BEĞENİNİZE SUNMAK İSTEDİM..

Merhaba çok değerli okuyucularım;
Birkaç hafta önce bizim sokağın çöp konteyeneri alınmış.Kim aldı veya nereye götürdü bu konuda bir bilgim yok.Bu yüzden tüm mahalle karşı sokağın çöp konteynerini kullanmaya başladı.
Görmeniz lazım tanımadığım bir teyze seferberlik başlattı.Yok bizim mahallemizdekini kullanmayın demeler.Bir kavga bir gürültüler,yazı asmalar,başında nöbet beklemeler..:)
Neymiş efendim bizim sokak fazla pis kokmaya başladı.Evlere sinek dolmaya başladı falan ee napalım kardeşim nereye atalım çöpümüzü ?? Yalnız size söyleyim kadındaki mücadeleci hırs bende olsaydı ODTÜ' ye girmiş ve birçok dersi geçerek sınıfı bitirmiştim..:)
Bizde mecburen kadınla kavga edeceğimize çöpümüzü kapımızın önündeki bir yere koyuyoruz.Akşamda bildiğiniz düzen çöpçüler alıp götürüyor.

HAYALİMDEKİ ÇÖP ATMAYI KOLAYLAŞTIRAN PROJELERİM NELER BİLİYOR MUSUNUZ?

ilk projem:Öncelikle her evin bir çöp kutusu olmalı.Ama bu çöp kutusu çeşitli bölmelere ayrılmalıdır.Bu bölmelerde neler mi olmalı? Bu bölmelerde cam şişeler ayrı bir yere,kağıt naylon türü objeler ayrı bir tarafa,yemek artıkları ise farklı bir bölmede olmalıdır.Ve insanlar çöplerini her gün düzenli bir şekilde ayırmalıdırlar.Ve çöpler günü gününe akşam saatlerinde toplanmalıdır.Yorucu bir iş her gün kim uğraşacak der dediğinizi duyar gibiyim.(Güldür güldür Show'daki Bilal'in miras skecini hatırladıysanız bendensiniz :)
Sıkı durun! En süper noktasına geldik.Çöpçüye verdiğiniz çöp kadar hediye kazanmak,artı puan almak,bedava sinema bileti kazanmak en önemliside para almak ister miydiniz? Tabikide isterdiniz...Bu projem devletin insiyatifine kalmış bir projedir.Ama bizim toplumumuzda uygulayın bakalım yerlerde bir gram çöp kalır mı !! Bakıyorsunuz bazı ülkelerde sokaklar o kadar temiz ki bal dök yala..:) Bizde neden olmasın ki.Hep kurulan hayaller havada kalacak diye bir düşünce benimsemesek toplum olarak gelişeceğiz buna inanın..
ikinci projem:Bu projem ise maliyeti yüksek bir projedir.Şöyle ki evinizin bir yerinden çöpünüzü atacaksınız.Borular sayesinde çöpleriniz genel çöplerin toplandığı yere gidecek.Hayal etsenize kapağı açıp atıyorsunuz ve kapatıyorsunuz.




Bu fotoyu koyma sebebim ise bir karganın bile insanlardan daha duyarlı olduğunu göstermek içindi.

13 Ekim 2015 Salı

SANA KÖTÜ BİR HABERİM VAR! SANIRIM BUGÜN İYİ NİYETİMİN SON KULLANMA TARİHİYDİ.ARTIK HER ŞEY ADAMINA GÖRE!!!


Hiç tükendiğiniz,artık yeter HAYATIM NEREYE GİDİYOR dediğiniz oldu mu?

Farkettinizmi sabah güneş doğuyor akşam batıyor.Ve ben,sen,biz,siz hala aynı yerde..
Yine aynı sıkıcı insanlar,tahammül edemeyeceğiniz sözler,günbegün samimiyetsiz anılarınıza sizde yenisini ekliyormusunuz? Sizde gereksiz insan topluluğunun dibinimi sıyırdınız..
Evet hayat zor özelliklede değişime ayak uydurmayı bilmiyorsan!!
Yarış içindeyiz.Ben kendi adıma söyleyim:Şu sıralar zamanla yarışıyorum.Bazen beni çok geride bırakıyor.Bazen ben çelme takıp onu düşürüyorum.Ama varya kimi zaman beni çok şaşırtıyor.Geçmeyerek!!!
Garip olan şu ki hayat bir sınav,hiçbir zamanda bu sınavımız bitmeyecek mezardada var yani kaçış yok...:))
Öncelikle kendimizi kabullenmeliyiz.En azından sorunlarımızı,dertlerimizi biliyorsak ne mutlu bize çünkü nereden başlayacağımızı daha iyi bulabiliriz.
(Tavsiye ettiğim şeylerin çoğunu kendim uygulayabilseydim ultra sorunsuz mükemmel bir insan olabilirdim.)
Ama gelin görün ki herkes konuşuyor önemli olan icraat!!
Herkes söz verir,söz vermek kolay sıkıntı nerede başlıyor biliyormusunuz? sözünün eri olmakta her yiğidin harcı değildir maalesef!!
Sayın okuyucularım;öncelikle şu sizin iyi niyetinizi suistimal eden kişilerden kendinizi silkeleyin bir güzel yeteri kadar dolmuştur sabır sınırınız zaten..Yalnız onların hemen yakanızdan gitmesini beklemeyin.Çünkü onlar size bit,pire gibi yapışmış...:))Neysemm...:))
Hayaliniz olsun,bir amacınız,uğruna sürükleneceğiniz bir limanınız,ilaç gibi gelen sıkı dostlarınız,tekrar bakıp keyifleneceğiniz bir şaheseriniz,gururunuzu okşayan iltifatlarınız,bol bol gülüşleriniz olsun..
Son olarak güçlü kalın asla kendinize olan saygınızı ve güveninizi yitirmeyin çünkü siz kendinize saygı duymazsanız kimse duymaz!!!!



2 Ekim 2015 Cuma

New York'un gözde bebeği Central Park'ı biliyormusunuz??

Yeni yazımda size muhteşem görünümüyle ağzınızı açık bırakacak CENTRAL PARK'I tanıtacağım.


Öncelikle Central Park Amerika'dadır.New York şehrinin Manhattan ilçesinde yer alır.1857 yılında açılmıştır.
Yıllık ortalama 25 milyon insan ziyaret etmektedir.
Biliyormusunuz ? Central Parkta yüzmek yasalara aykırıymış.
Central Park'ın bu kadar ünlü olmasının diğer bir nedeni birçok dizi ve filmde bu parka yer verilmesidir.
Globalleşen dünyamızda temiz oksijen bulmak gitgide zorlaşıyor.Central park gibi bir yerin ülkemizde olmasını çok isterdim.Ne yazık ki ülkemizde yeşillik alan görürseniz öpün başınıza koyun derim..
CENTRAL PARK'IN etrafı gökdelenlerle çevrili ortası ise CENNET!!!

İşte bu cennette neler görebilirsiniz ve yapabilirsiniz:

1.Hayvanat Bahçesi 


2.Çilek Bahçesi


3.Shakespeare Bahçesi


4.Central Park Gölü

 


5.Belvedere Kalesi


6.Buz Pateni Pisti 



7.Dikilitaş 


8.Bethesta Terası 


9.Delacorte Tiyatrosu


10.Ve tabiki Fayton,bisiklet ve yürüyüş turları 




                                       Saygılar,feyza Gümüş



29 Eylül 2015 Salı

Bu şiirim;ruhundaki prangaları eskitenler için gelsin..


                     PRANGALAR

Neden saatlerce bakarım ki aynalara?
Belkide yüreğimdeki boşluğu
Bu ilgisizliği doldurmak içindir.
Neden boş boş dalıyorum ki uzaklara?
Neden soyutluyorum ki kendimi insanlardan?
Belkide içimdeki korkuyla boğuştuğum içindir.
Yok arkadaş!!
Yine ruhuma vurduğum prangaları eskittim.
Yenisiyle mi değiştirmeliyim?
Eskisini ortadan mı kaldırmalıyım?
Bence en iyisi ben
Takmamalıyım üstten bakan bakışlara
Yapamazsın denen kifayetsiz sözlere
Beni engelleyen kişilere ihtimal vermemeliyim.
En önemlisi de
Yarışmalıyım!!
Kiminle ama?
Başkalarıyla değil.
KENDİMLE!!

           

     Saygılar,Feyza GÜMÜŞ

23 Eylül 2015 Çarşamba

MEZARLIKTA YAŞAMAK

Merhaba canım okuyucularım bugün size ilginç ve o kadar korkutucu olabilecek bir durumdan bahsetmek istiyorum.
Ben Nevşehirdeyim.Kurban bayramı tatili için köye akrabalarımı çok sevdiğim kuzenlerimi ziyarete geldim.Annem de dediki kalk feyza mezarlığa gidelim.Dayına dedene ölmüşlerimize okuyalım dedi.Tabi malum köydeysen kesin mezarlığa uğrarsın..
Ama size asıl anlatmak istediğim yıllar boyunca yani her ziyaret ettiğimde ilgimi çeken mezarlıkta bir evin olması..    Bildiğiniz mezarlıkta yaşıyorlar!!!
Garip değil mi? Hani belki Gündüzleri korkmassında geceleri insan bir ürperir tedirgin olur yani canım okuyucularım siz böyle bir evde yaşayabilirmiydiniz?

                   

22 Eylül 2015 Salı

HAYKIRMAK İSTİYORUM

                 
              
Gecenin karanlığı siper olmuş üstüme
Beni bir şeylerden korur gibi
Ürkek,narin,safça ve nazikçe
Gizlemek istiyor anladım bu tatlı hilalden
Yok ama söz dinlemiyor ki kalbim
Sanırım kalbim ve beynim her ikiside zorluyor!!
Durduramıyorum beynimdeki düşünceleri
Ne kadarda çok birikmiş haykırışlarım..
Haykırmak istiyorum
Neden bu kadar saçma sapan mevzulardan alınıyorum?
Haykırmak istiyorum
Neden bir insana güvenmek bu kadar zor?
Haykırmak istiyorum
Neden gerçek dostlar bulmamak için kendimi zorluyorum?
Haykırmak istiyorum
Neden hayatıma gereksiz insanları çeken bir mıknatısım?
Haykırmak istiyorum
Neden kahrolası ufak bir meselede bu kadar stresliyim?
Haykırmak istiyorum
Neden azıcıkta olsa kendime güvenmiyorum?
Haykırmak istiyorum
Neden bulamıyorum kalbimin ritmini değiştirecek kişiyi?
Haykırmak istiyorum
Neden her konuyu kafama takıp heyecanlanıyorum?
Haykırmak istiyorum
Neden sakat birini görünce kendi halime şükrediyorum?
Haykırmak istiyorum
Neden kendime acıyorum?
Neden anlayamıyorum
İşte sessizce haykırmak istiyorum
Bu nasıl olacaksa?
Sizce mümkün mü?
Belki.

             

                                         Saygılar,feyza Gümüş


17 Eylül 2015 Perşembe

KİSS ME TAYLAND DİZİSİ OST

Kaç aydır beklediğim KİSS ME adlı tayland dizisinin ostu çıkmış.Bunu okuyucularımla paylaşmak istedim.Kore,Tayland,Tayvan ve Filipin'lerin dizileriydi filmleriydi elimden geldiğince izlemeye çalışıyorum.Gerçekten zevkli ve güzel oluyor.Önceki yazılarımda bağımlısı olduğumu söylemiştim..:) şunuda söyleyim sinema hayatım sadece çekiklerle sınırlı değil.Bugün KELEBEK ETKİSİ ve BEASTLY filmlerini izledim..

12 Eylül 2015 Cumartesi

BİLMEM YERYÜZÜNDE KAÇINCI KEZ

                                                      


Yağmur yağıyor.
Bilmem yeryüzünde kaçıncı kez
Kasvetli yine hava
Sanki bulutlar bütün hışmını bize boşaltıyor.
Bilmem yeryüzünde kaçıncı kez
Hafiften toprak kokusu doluyor ciğerlerime
Niye bu ses bu kadar rahatlatıyor ki ?
Bilmem yeryüzünde kaçıncı kez
Kızgınım aslında ne kadar rahatlatsada 
Gelemiyorum bu boğucu havalara Bilmem yeryüzünde kaçıncı kez
Bu hava içimdeki siyahlığı arttırırken 
Gülümsememi bekleme!
Bilmem yeryüzünde kaçıncı kez
Toprak kokusu ölümü andırıyor.
Benden geldiniz,bana döneceksiniz der gibi 
Bilmem yeryüzünde kaçıncı kez
Bu hava ne kadarda çabuk değiştirdi ruh halimi
Şimdi çıkardım içimdeki maziyi
Bilmem yeryüzünde kaçıncı kez...



                                      Saygılar,Feyza Gümüş

5 Eylül 2015 Cumartesi

BATIL İNANIŞLARIMIZ

Bol güneşli ve kavurucu bir günden hepinize merhaba! diyorum sevgili okuyucularım..
Havalar ne kadarda sıcak değil mi?Eylül ayına girdik.Bu sene uzmanlar sonbaharın erken geldiğini açıklamışlardı.Bende sevinmiştim.Fakat sonra sıcakların devam edeceğini duyunca hevesim kursağımda kaldı :(
Gelgelelim bugünkü blog yazımın konusunu açıklamaya..Bahsedeceğim konu yıllardır geleneklerimizin,inanışlarımızın içinde çok büyük yer edinmiş,hayatımızın bir parçası olan batıl inanışlarımız tabiri caizse HURAFELERİMİZ'e değineceğim.

1.hurafe:KARA KEDİ

İnsanlar kara kedi gördükleri zaman o gidene kadar saçlarını tutmazlarsa o gün başına kötü olayların geleceğine inanırlar.Aslında eskiden kara kediler iyiliği ve şansı simgelerlermiş.Hatta kedilerin öldürülmemesine dair kurallar bile varmış.Anlayacağınız kedileri kutsallaştırmışlar :) Fakat sonra 1232' de papa 9.Gregory kara kedileri iblisin şeytanı olmakla suçlamış.Ondan sonra herkes kedileri öldürmeye başlamış.İşte bu olaydan sonra kara kediler uğursuz olarak anılmış.Beni en çok ürküten ise geceleri kedilerin gözüne fazla bakma seni hipnotize altına alır inancı saçma falan ama insanı ürpertmiyor değil..:)

2.hurafe:KUŞLAR
Çoğunuzun kuşlarla ilgili ne gibi bir hurafe olabilir dediğini duyar gibiyim..:) Şöyleki ; saçınızı taradığınız zaman veya herhangi bir zaman saçınızı sokağa atmayın.Yoksa bir kuş sizin saçınızın telini kendi yuvasına götürür.Ve buda size baş ağrısı yapar..Evet saçma olan hurafelerimizin skoru en yüksek olanı muhtemelen budur diye düşünüyorum...:)

3.hurafe:NAZAR BONCUĞU
Halk arasında hep derler:Nazar varsa eğer nazar boncuğu takalım.Gel evladım sana bir kurşun döktürelim.Kanmayın dostlarım böyle şeylere nazar varsa eğer üzerinizde üç kere ihlas ve üç kere Fatiha süresini okuyarak Rabbimizden sağlık istesek daha mantıklı bir şey yapmış oluruz.Bir hadiste Hz Muhammed(sav):''Kim nazarlık,muska benzeri şeyleri söküp kırar,atarsa ALLAH ona köle azat etmiş sevabı verir.''buyurur.Nazar boncuğu takan kişi istesede istemesede ona tapmış olur.Çünkü sen bir taş parçasının seni koruyacağına inanıyorsun yani. Gerçek müslümanlar bu tür şeytan oyunlarına ALLAH'ın izniyle düşmeyeceklerdir..

4.hurafe:DİLEK AĞACI
Bu inanışa göre bir dilek tutup resimde gördüğünüz gibi ağaca bağlıyorsunuz...:) 

5.hurafe:TÜRBEYE MUM DİKİP BEZ BAĞLAMAK
Benim fikrime göre ölen zata dileklerin kabulü için dua etmek saçma geliyor.İnsanlar tabi türbelere gitsinler ama dualarını ederken ALLAH'a o zatın adını vererek yüzü suyu hürmetine diyerek dua etseler daha makbuldur.Öbür türlüsüde ölen insandan medet ummak pek inandırıcı değil.Helede mum yakıp bez bağlamak absürt..

6.hurafe:İĞNELİ BEBEK
Sevmediğiniz insanlar için böyle bir yöntem fena olmazdı hani:)

Diğer önemli hurafeler:
Gözün seğrirse eğer hayra yorumlanır.
Gece tırnak kesilmez.
Sağ elin kaşınırsa para gider,sol elin kaşınıra para gider.
Gece ıslık çalınmaz.
Gece aynaya bakılmaz.
Banyodan çıktıktan sonra aynaya bakılmaz.
Gece ev süpürülmez.
Giden yolcunun arkasından bir tas su dökülür.
İstenmeyen bir olay anlatıldığında tahtaya üç kez vurulur.

Değerli okuyucularım işte bu tarz hurafelerimiz hayatımızda mevcuttur.Bunlar o kadar çok hayatımıza empoze edilmiş ki doğruluğunu araştırıp düşünemiyoruz bilene. İNŞALLAH bağnaz düşünceleri araştırmadan kabul eden bir gençlik yerine ilmin ve fennin dibine vurmuş bir gençliğimiz olacak..Bu hayatta kötü düşünceler niye olurki sanki hayatımız uzunmuş gibi...


Blog yazımı sonlandırmadan önce çoğu kişi şeytan veya cin kelimesi yerine üç harfli kelimesini söylememi istiyorlar.İsmini anma yoksa yanına gelirler falan diyorlar.Sen zaten üç harfli diyerekten anmış oluyorsun...:)



                                                                                         






29 Ağustos 2015 Cumartesi

STEP UP 1-2-3-4 (BENİMLE DANS ET)

Bloguma yazacağım ilk film yorumum olan step up serisini size tanıtacağım.Öncelikle bütün serilerin ımdb puanlarını size sunmak isterim:
  Step up :6.5/10
  Step up 2 The Streets :6.2/10
  Step up 3D :6.2/10
  Step up 4 Revelotion :6.5/10
  Step up All in :6.1/10

İçerik olarak fazla dans sahneleri barındıran bu filmin serilerinin yüksek ımdb puanları alması insanı şaşırtıyor.Ama izleyince buna değdiğini göreceksiniz.İnsan bir solukta bütün serileri izleyiveriyor.Hele de dansa karşı ilginiz varsa mutlaka izleyin derim.Film gerçekten mükemmel dans sahneleriyle göz dolduruyor.Bir bakıyorsunuz kendinizi dans ederken bulmuşsunuz:)))

STEP UP 1
Tyler gage adlı gencimiz sorumsuz hiçbir işi tam olarak yapamayan,hep yarım bırakan birisidir.Dansa karşı büyük becerisi vardır.Fakat işlediği bir suç yüzünden ülkenin en prestijli dans okullarından birinde hizmet görevi yapmaya başlar.Hırslı ve başarılı kızımız Nora bu okulda dans gösterisi yapacaktır.Partnerinin sakatlanmasi yüzünden birine ihtiyaç duyacaktır.İşte tam bu sırada Tyler ve Nora'nın müzikalimsi hikayesi başlar.

OYUNCULAR:Channing Tatum,jenna Devan,Drew sidora
TÜR:suç,dram

STEP UP 2

"NEREDEN GELDİĞİN DEĞİL,NEREDE OLDUĞUN ÖNEMLİDİR"
Bu söz filmimize damgasını vurmuştur..:))
Andie isimli kızımız akrabasının ısrarı sonucu ya bu şehri terkedecek ya da Maryland Sanat Okuluna girecektir.Andie sanat okuluna kabul edilince eski grubuyla arasında çatışma yaşayacaktır.Bu çatışma grubundan kovulmasına neden olur.Okulun en yetenekli öğrencisi Chase sayesinde yeni bir grup kurarak eski gruba karşı savaşacaktır.ARALARINDA BENİM EN BEĞENDİĞİM SERİ BU OLDU.Finaldeki dans sahnesi mükemmel ötesiydi.

OYUNCULAR:Briana Evigan,Robert Hofman
TÜR:dram,müzik,romantik
                      "İŞTE MEŞHUR DANS"
                                                       

STEP UP 3                                                                  
   İkinci seride olaya katılan moose dans işinden elini eteğini çekmek istemektedir.Mühendislik fakültesini kazanmıştır.Fakat buna engel olamaz.Kısa bir süre sonra "House Of Pirates" isimli yer altı dans ekibine katılır.
OYUNCULAR:Rick Malambri,Adam G savani,Sharni Winson

STEP UP 4
Profesyonel bir dansçı olmak isteyen Emily Miami'ye gelmiştir.Burda THE MOB dans grubunun lideri olan Sean ile tanışır ve sevgili olurlar.Yalnız onların önündeki tek engel Sean'ın yaşadıği yeri satın alıp yıkmak isteyen babasıdır.Babası ayrıca Emily'i dans sevdasından vazgeçirmeye çalışır.
OYUNCULAR:Cleoptra Cleoman,Misha Gabriel Hamilton

STEP UP 5
Sean Los Angelas'taki seçmelere grubuyla birlikte gelir.Fakat grubu başarısız olur.Ve bütün ekip sean'a sinirlenerek dağılır.Sean asla dans mücadelesinden vazgeçmez.Yeni bir yarışma için insanlar bulmaya çalışır.Bu bulduğu kişiler önceki serilerden kişilerdir.Yeni grubun adı LMNTRX adını alır.Yarışmaya gittiklerinde onları bir sürpriz bekler.Sean'ın eski grubu THE MOB da ordadır.
OYUNCULAR:Ryan Gusman,Briana Evigan,Stephen Boss

Birde size step up serisinin kambersiz düğün olmaz lafının manası olan oyuncusunu takdim ediyim :)) İşte MOOSE (Adam G.Savani) Bu oyuncu step up 1 hariç diğerlerinin hepsinde var.Resmen dans gruplarının kurtarıcı meleği..



                                       Saygılar,Feyza Gümüş





                                                    
                          






12 Temmuz 2015 Pazar

ÇOK MU TOZ PEMBE HAYATLAR?

Merhaba çok değerli okuyucularım; 
Blog yazmayalı uzun bir süre oldu.özledim yaniii:)
Malum şuan Ramazan ayındayız.Günlerim akşam iftarı açıp bulaşık yıkayıp sahura kadar dizi film,sahuru yedikten sonra sabah 6 yada 7 ye kadar (bazen 9 yada 10 u da bulabiliyor) dizi film izlemekle geçiyor.Gerçekten sıkıcı değilmi?(kitapta okuyorum arada :)...Ahhh iyiki varsın Agatha christie..bu yazarın cinayet romanları olmasa hayat gerçekten sıkıcı olurdu.

Gelgelelim asıl konumuza bu yazımda dizi sektörüne birçok eleştiride bulunacağım.Neden mi? 
Bizi olmayan hayatlara,aşklara ve sevgilere inandırdığı için acımadan eleştireceğim!!
öncelikle şunu söylemeliyim:Bu yazın başlayan dizilerin çoğu güzel insanı gerçekten sarıyor.Bağımlısı yapıyor.   AMA şunu bilmeliyiz ki gerçek hayat bu kadar tozpembe değil! Dizide bir bakıyorum kızımızın başına bir sürü olay gelmiş ailesinin bundan zerre kadar haberi yok.Fakir bir insan bir anda zenginlerin hayatına giriveriyor ve kolaylıkla uyum sağlayabiliyor. Zenginler her zaman şımarık,kibirli ve haylaz olmak zorunda mı ? Her zaman bir kesim başka bir kesimi aşağılıyor. Gençlerde hep bir laf sokma telaşı..    
Her zaman TV de lüks evler,lüks hayatlar,lüks giysiler..
Gençlerimizin beynine empoze edilmeye çalışılıyor.Zaten kimlik bunalımında olan gençler bu özendirici tuzağa balığın oltaya takıldığı gibi takılıyorlar.Dizilerde yeni bir akımda başladı.Yakışıklı başrolümüzün vücut sergilemesi:)
Dizilerde hep fiziki olarak kusursuz insanları gösterip toplumda değişik bir algı yaratmak çabası içindeler senaristler..
Rayting yapacağım diye karaktere herşeyi yaptıran senaristler edep ve adap çerçevesini aşarak ne gibi bir yıkım yaptıklarının farkında değiller!!
Geçmişten bir örnek veriyim:kavak yelleri dizisinin ana karakterlerinden biri olan Aslı başlarda bize ne kadar iyi tanıttılar.Bize karakterin saflığına,iyiliğine inandırıp sonra o karaktere her şeyi yaptırdılar.. Sevgilisi için İzmir de 1500 tl maaşlı stajyerlik işini bırakıp İstanbul'a çulsuz sevgilisinin yanına gitmesi bana hiçte inandırıcı gelmedi.Dizide Aslı hiç çalışmadan TIP bitirdi.Benim bildiğim tıp okuyanlar kafasını kitaptan kaldıramaz :)
Aslı'nın hayatı gayet lay lay lom du..Hoş bir de dizinin sonuna bakıyoruz TIP bitiren karakterimiz otel işletmeciliği yapmaya başlamış..bu ne perhiz bu ne lahana turşusu :)
Başlarda belirttiğim gibi diziler insanı kendisine çekiyor.Bir dizi bağımlısı olarak acayip şekilde izliyorum ama TV insanı hep mutlu yapmıyor İnsanın hayalleriylede oynayabiliyor.. 
İnsanlar bir hayale kapılırlar.Halbuki o hayal kelebeğin ömrü kadardır ama Hayal kurmadan ümit etmeden yaşanmaz.Ölümün eşiğinde olan birinin hayata devam etmesinin tek nedeni umuttur.Evet hayallerimiz olmalı ama kendimizi kandıracak,kaptıracak kadar olabilitesi düşük hayaller bizim ruhumuzu yıpratmaktan öte geçemez..
Bu yazımı saat 07:04 te yazmayı bitirdim.Hep dizi,film izlemekle uğraşmıyorum yani:)



                                                             saygılar,Feyza Gümüş




16 Haziran 2015 Salı

PORTAKAL MARMELATI

                                            PORTAKAL   MARMELATI    

Malzemeler:

7-8 adet portakal
3 su bardağı tozşeker
1/2 adet limonun suyu
3 su bardağı su

Sevgili okuyucularım;öncelikle portakal kabuklarını soyup tavla zarı şeklinde doğrayalım.Sonra geniş bir tencereye 10 su bardağı su koyup kaynamaya bırakalım.Su kaynayınca portakal kabuklarını ilave edelim.İyice haşlanıp acı tadı gidinceye kadar 20-30 dk haşlayıp süzelim.Portakal kabuklarını suyun içine alarak 8-10 saat bekletelim.Diğer taraftan 3 su bardağı su ve 3 su bardağı tozşekeri çelik tencereye koyup orta kısık ateşte kaynayana kadar pişirelim.Şerbet kaynadıktan sonra suyunu süzdüğünüz portakal kabuklarını tencereye aktaralım. Ocağın altını kısıp marmelatı kısık ateşte 40-45 dk pişirelim.limon suyunu katıp 5 dk  daha kaynatın.Sonra kavonaza koyduğunuz marmelatı 7-8 saat güneşte bekletin. Serin bir yerde muhafaza etmeyi unutmayın :)...           PEKİ NEDEN PORTAKAL MARMELATI ???? diyorsunuz dimi halbuki bir sürü marmelat çeşidi var: Çilek,üzüm,elma.. Bana göre portakal marmeladının anlamlı bir felsefesi var...Portakal yediğinizde kabuğunu yemeden atarsınız Ama portakal marmeladı yaptığınızda içine küçük parçalar halinde kabuğunuda koyarsınız.O zaman o ona göre bir koku ve keskin bir tat katar..Portakal kabuklarının kaderinde çöpe atılmak olsa da iyi bir portakal marmeladı için ihtiyaç duyduğunuz şey de onlardır Biz farklıyız çünkü hepimiz ayrı bir bireyiz.hepimiz kendimize özgüyüz.     Farklılıklara dayalı ayrımcılık için değil işe yaramaz denilenlere yer açmak için portakal marmeladı gibi kucak açmalıyız..Burdanda anlıyoruz ki her şeyde alınacak bir ders vardır...                                                                         



                                                                                                                           

13 Haziran 2015 Cumartesi

SİZİN GARDINIZI RAHATLATMA!!

                     Sİ. GA. RA      

     SİZİN  GARDINIZI.  RAHATLATMA!!!!!   

 Öncelikle sözüme bu yazdığım cümlenin manasını açıklamakla başlayacağım:Bütün insanların vücudunda onları çevreleyen dolaşım,sindirim sistemleri mevcuttur.Bu sistemler bizi dışarıdan gelecek tüm tehlikelere karşı koruyup,vücudumuzun ihtiyaçlarının  bir düzen içinde halledilmesini sağlar.PEKİ SİGARA BUNUN NERESİNDE?????anisaldehit,asetik asit,asetofenon,dıt dıt bilmem ne maddelerinin bir kağıda sarılmasıyla yapılan bu madde tamda bunun göbeğindedir.Sigara bizim gardımızı rahatlatır,gevşetir,bizi dışardan gelecek olan fiziksel ve tensel uyarılara olan direncimizi kırar ve bizi ağına aldıktan sonra oyuncağı yapar.Bağımlısınızdır artık.....sözüm ona ki burdaki rahatlama o rahatlama değil okuyucularım..... Artık öyle bir durumdayız ki sigara içmeyenlere aşağılayıcı bir gözle bakıyorlar sanki kendilerinin doğru bir iş yaptıklarını zannediyorlar.Türkiye'de 20 milyon kişi sigara içiyormuş inanmıyorum bu sayıya 20 milyondan fazladır!!!! NE KENDİM İSTERİM NEDE BAŞKA BİRİNİN TAHRİKİYLE SİGARA İÇERİM!!! İÇMEM ASLA!! NEDEN Mİ? kimse görmedi babamın ameliyata girmeden önceki hallerini kimse görmedi babamın boğazının dikişli hallerini evet babam kanserdi sebebi neydi biliyormusunuz??şu zıkıkkımın kökü olan sigara...kimse bana geri veremez 14 yaşının getireceği güzel anıları benim o anılarım yok dedim ya size Asla!!! En çokta kanıma dokunan ne biliyormusunuz?? Sigara paketinin üstünde içmek öldürür denildiği halde bilinçsizce içenler.. bilmiyorum sigaranın ne kadara satıldığını inanın bilmeyi istemiyorum..Hem bu vücudu bana Allah verdi onun emanetine hıyanet etmek mi ?? HAŞA..Ben burdan sigara içen insanlara sesleniyorum: kendi sağlığınızı geçtim,geleceğinizi geçtim çevrenizdeki diğer şahıslara zarar vermeyin!! Başkalarının en güzel anılarını,en güzel zamanlarını mahvetmeye hakkınız yok...                                                              Saygılar,Feyza Gümüş.                                                                                                                            

14 Mayıs 2015 Perşembe

SİZDE KORE DİZİSİ ÇILGINLARINDANMISINIZ??

                                  SİZDE KORE DİZİSİ ÇILGINLARINDANMISINIZ??                             Merhaba çok değerli okuyucularım; Bugün size günümüzde çoğu kişinin bağımlısı olduğu kore dizilerinden bahsedeceğim.Okuyucularım ben bu çılgınlığın bağımlılarındanım Evet :)) Peki nedir?Çoğu kişinin bu dizilerden nefret edip(genelde erkekler) bir çok kişinin ise saatlerce başından kalkamamasının nedeni??Öncelikle Kore dizilerinin geneli (Güney Kore) 16 veya 20 bölümden oluşur.Bizim Türk dizileri gibi uzattıkça uzatmazlar.Tabii  yakışıklı ve güzel oyuncuların dizide olması ayrı bir olay :))) lee min ho,yong hwa,hyun bin,ji chang wook,park shin hye,suzy..Sonra okuyucularım kore kültürü bizim Türk kültürüne benziyor.Onlarda bizim gibi aile kavramına önem veriyorlar. Romantik komedi dizilerinde aşk o kadar masum ve içten işleniyor ki hayran kalmamak elde değil..SECRET GARDEN aşkın mükemmel anlatıldığı dizilerden birisidir.İzleyenler bilir : Hayat bu kime aşık olacağını seçemezsin!! Bu dizide zengin bir ceonun geçimini dublörlük yaparak para kazanan bir kadına aşık olması anlatılıyor..Diğer önemli bir faktörse ciltleri!!!! Dizilerdeki insanların ciltleri çok prüzsüz neden biliyormusunuz??Çünkü onlar çok deniz ürünü tüketiyorlar.kore dizilerinde 15-25 yaş arası yani genç oyuncular dizilerde rol alıyorlar.Okul dizisi çekerken genç oyuncuları oynatıyorlar.Hâlbuki bize bakarmısınız..35 yaşındaki adam liseli oluyor :))Dizileri izleyenler bilirler çoğu zaman zengin erkek fakir kız nostaljisi...Ama yinede insan sıkılmıyor.Dizide çok güzel işleniyor.Bu konu klişede olsa insanlar bıkmadan izleyebilir nasıl eski Türk filmlerini izlerken bizi gülümsetebiliyorlar. Bu da aynen öyle...Kore de müzik sektörü baya ilerlemiş bir halde..tahmin edersiniz ki 14-20 yaş grubundaki kişiler şarkıcı oluyor. Örneğin:exo,ınfınıte,BTS..Türkiye'de böyle tarz bir şeylerin olmasını isterdim.Yalnız bazı fanlar bu kore dizisi izlemesini fazla aşırıya kaçırarak abartıyorlarr.Günde 20 saat bile izleyen varmış.Amann dikkat edin!! HER ŞEY DOZUNDA GÜZELL.. Amerikan dizilerinin genişliğinden,ahlaksızlığından sıkılmışsanız kore dizilerinin limanına uğrayabilirsiniz...                                              
       
                                                                                                           

                                                                                                                    Feyza GÜMÜŞ                                                Sağlıcakla Kalın..

12 Mayıs 2015 Salı

FEMİNİST OLMAK NEDİR?

                                                         FEMİNİST OLMAK NEDİR??                                          Merhaba çok değerli okuyucularım; bugün size toplumumuzda çok farklı taraflara çekilen bir kelimeden bahsedeceğim:Feminist ne demek? Çoğu kişinin aklından hemen şu düşünce geçmiştir:ERKEK DÜŞMANI. Değerli okuyucularım..feministlik,feminizmlik: Kadın-erkek ayrımcılığına karşı çıkan bir görüştür.Temelinde kadınların toplumsal siyasal ve ekonomik anlamda özgürlüğe kavuşmasını ele alır..                                          
                                                                            Toplumumuzda yada günümüzde kadınlara pozitif ayrımcılığın yapılmadığını söylemek büyük yalan olur.Şöyle ki yeri geliyor kadınlar erkekleri kayırıp kendi hemcinslerini dışlıyor.Bu toplumuzda derin bir yaradır.Bu derin yara gün geçtikçe dağlanıyor:kadın cinayetleri,taciz,dışlama..Geçen gün üniversite hocamız bir soru sordu:Neden kadınların okul zamanında ders notları,kredileri bu kadar yüksekken neden iş hayatına gelince bu performans düşük oluyor??Bu konu üzerine bir sürü tez yazılabilir.Değerli okuyucularım algımız,bakış açımız,düşüncelerimiz değişmeli.....                                                    SAĞLICAKLA KALIN                              

11 Mayıs 2015 Pazartesi

KENDİNİZİ SEVİN..

                                                           KENDİNİZİ SEVİNN 

     Merhaba çok değerli okuyucularım;Maddiyatın el üstünde tutulduğu maneviliğin geri bırakıldığı bir dünyadan size merhaba diyorum.Çoğu kişiden şunu duyarsınız:yalnızım,mutsuzum,hayatım çok sıkıcı geçiyor.Evet aynen bu kelimeler değil mi??  Globalleşen bu dünyada sıkıntıya düşmemek elde değil..Ama daha yaşanılır bir dünya için mutsuz olmak ve kendimize değer vermemek bize kazanç sağlamaz.Bu dünya gelip geçicidir.Önemli olan birinin kalbine girebilmek,karşımızdaki kişinin 
ruhuna hitap edebilmektir...AMA ÖNCE KENDİNİZİ SEVİN.. Bencil olmayın,ama kendinizle dolu olun.Narsist olmayın,kendinize saplanıpta kalmayın.Doğal bir şekilde kendinizi sevmeniz şart,bu temel bir olgudur.Ancak o zaman başkasını sevmeniz mümkün olur çok değerli okuyucularım..Sağlıcakla kalın....